mahsus — 1. sf., esk., Ar. maḥsūs 1) Duyulan, anlaşılan, hissedilen 2) Belli, ortada, aşikâr 2. sf., Ar. maḫṣūṣ 1) Özgü Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım... H. R. Gürpınar 2) Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır Vatan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahsus — (A.) [ صﻮﺼﺨﻡ ] 1. özgü, ayrılmış. 2. bilerek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
mahsûs — (A.) [ صﻮﺼﺨﻡ ] hissedilen, hissedilir … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MAHSUS — Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHŞUŞ — Kuru ot … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mahsus — özgü; özel; müstakil; özel olarak … Hukuk Sözlüğü
kendine mahsus — sf. Kendine özgü … Çağatay Osmanlı Sözlük
zata mahsus — sf. Kişiye özel … Çağatay Osmanlı Sözlük
almadan vermek Allaha mahsus — tükenmez hazinesi bulunan, bir şeyi almaya gereksinimi olmadan verebilen yalnızca Tanrı dır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gayr -i mahsûs — [ سﻮﺴﺤﻡ ﺮﻴﻏ ] hissedilmeyecek şekilde … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HÂTEM-İ MAHSUS — Hususi mühür. Bir kimseye âit damga, mühür … Yeni Lügat Türkçe Sözlük